Özgür'ce Gay

gaymmagazine@gmail.com | gaymmagazine.blogspot.com

Türkiye'nin ilk gay güzeli seçildi!

Türkiye'nin ilk Gay Güzellik yarışması Beyoğlu'nda bulunan Frappe İstanbul Bistro Cafe Bar'da önceki akşam yapıldı.

Yaşları 19 ile 30 arasında değişen 22 yarışmacının katıldığı Gay Güzeli Yarışması'nda 25 yaşındaki Deniz Tunç, Türkiye Gay Güzeli seçildi.

DÜNYA GAY GÜZELLİK YARIŞMALARINA KATILACAK

Frappe İstanbul'un sahibi Anıl Taş, bunun Türkiye'de bir ilk olduğunu belirterek Türkiye Gay Güzeli'nin kendilerinin yardımı ile Malezya ve Venezuelladaki Dünya Gay Güzeli yarışmalarına gönderileceğini, çalışmaların başladığını söyledi.

Anıl Taş, " Türkiye'nin ilk gay güzellik yarışı oldu. 22 yarışmacı tüm konukların önünde güzelliklerini sergiledi. Yaş grupları 19 ile 30 arasındaydı. Jüri, genelde davetliler arasından oluşturuldu. Bilinen saygın konuklar arasından seçildi. Uluslararası gay-lezbiyen oluşumlara güzelimizin adı ve birinci olduğu bildirildi.Venezuella'ya ve Malezya'ya maillerle bildirdik. Uluslararası yarışmalara giderse bizim işletmelerimiz harcamaları finanse edecek. Madam Marika yani Nedim Uzun yarışmada önemli rol oynadı. Tacı Türkiye Gay Güzelimize kendisi taktı " dedi.




yazı: alıntı

Bir Zamanlar...

resmi daha rahat görmek için üzerine tıklayınız
Resmi görünce aklıma direk bir zamanlar kavramı geldi.
Ne kadar ilginç değil mi? Toplum için varolduklarını bir dönem devlet ve devlet çalışanları hatırlıyor uşaklık yerine millete kuşaklık yapıyor sarıyor, koruyor ve değerleri hatırlatıp kaynaştırıyor!
Günümüzde bazıları fırsat kollayıp "bir copta ben atayım" mantığıyla köşelerde bekleyip, nice göz hapisleriyle giydirip, soydurup türlü türlü kurdukları tuhaf düşüncelerle sevgili halk için var olan güvenlik adamları o zamanlar o halkı güvende tutmak için geleceği karartmamlı, karşıya almamlı demiş.
Ah birde olayın basın ve yayın açısı var o zaman yayınlanmış hiç düşünmeden şimdi neredeee!
Direk içeri. Düşünce suçundan mı yoksa destansı hikayelerden mi? "ferhat ile şirin suçundan yada ergenekondan veyahut dedekorkut masallarından"
Hep eski aşk, eski film, eski zaman derlerdi fakat gün gelecek adaletin ve güvenliğin gelişip arttığından dolayı demiyeyiz diyeceğim güvenliğede "nerede eski basın ve güvenlik" diyeceğim aklıma gelmezdi.
İnşallah "bunları bari internete rahatça yazdığımız günler vardı nerede" diye aklımzdan geçirdiğimiz günler gelmez...

yazı:gay'm magazine

Fark !

[resmi daha iyi görmek için üzerine tıklayınız]
Resmi ünlü sosyal paylaşım sitesi facebookta eşcinsel (daha çok gaylerle ilgili) paylaşım yapan bir gruptan, grubun üyesi paylaşmış. Görünce hoşuma gitmekle birlikte tuhaf bir duygu oluştu içimde. Gerçekten kareler arası ne fark vardı?
Yada madem fark yoktu neden düşmanlıktı!
"Evet fark var" ve "kesin çizgilerle ayrım yapılır" demek çok zor çünkü insanlar içinde ki o farkı yaratacak çizgiyi nasıl ortadan kaldırdığını bilemezsiniz yani kimsenin içinde nasıl bir duyguyla aşkını, arkadaşlığını yaşadığını bilemezsiniz. Buda farkı ortadan kaldırırve hatta dile bile alınmasını gerektirmez. Aşk tıpkı o filmin sloganına benzer.
Her dilde, her şekilde aynıdır. Yaşatıldığı kadar özel, yaşandığı kadar güzeldir.
yazı:gay'm magazine


Dip Not

Ne hesabını veremeyeceğim bir günüm oldu ne de vicdanımı lekeleyen bir geçmişim. Ne hissettiysem onu söyledim , onu yaşadım. Yaşadığım bir tek andan bile pişmanlık duymadım. Asla keşkelerim olmadı. Hiçbir zaman kendimle vicdan mahkemesi yapmak zorunda kalmadım. Karşıma bazen gerçek yüzler, bazen sahteler çıktı ama olsun ben yine sadece hislerimle yaşadım. Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim , ya da asla birini severken karşılığını beklemedim. Dostluğuma değer biçmedim , sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim. Sevdiysem sonuna kadar gittim,bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim. Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım ama hata insana mahsustur dedim. Affettim , af diledim. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice güldüler ama asıl unuttukları şuydu: Ben aldanmadım. Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar. Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için. Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için. Oysa ben hiç insan kaybetmedim. Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar...

[Alıntı]

Toplum ne yapıyor?

Toplum korkuyor mu yoksa benimsiyor mu yoksa korkudan, güçlenen eşcinsellere benimsedim numaralarıyla göz mü boyuyor anlayamadım.

Şöyle ki öğretmenlikte ünlü bir üniversite okuyan arkadaşım ki bayan, gayet bu konularda rahat ve asla yadırgamadığını ilerde öğrencileri olursa ve bu durumu fark ederse onlarla daha ilgileneceğini vs vs anlatan modern görünüşlü. Ama o da ne! Kitapçıda dolaşırken müzik cd leri arasında çok sevdiğim "Bülent Ersoy" hanımefendinin cd sini elime alınca bir bağırış korktum ve derhal bıraktım. Sordum ne olduğunu verdiği tepki o kişinin cd sini nasıl eline alırsın. Ne oldu hoş görü ve anlayış! Havası kaçan balon misali bir anda sönüverdi nedense. Sonraları tepsini açıklamaya daha doğrusu söyledikleriyle davranışını örtüştürmeye çalıştı. Tepkisi topluma örnek olması gereken kişinin böyle davranmasıyla yanlış olduğu. Fakat temel soru o kişide bir toplum ve toplum dan biri bunu istiyor ruhundaki kadını ait olduğu bedene taşımak istiyor ve taşıyor neresi örnek neresi kötü sonuç?

Yani işin özü şu ki toplum kabul ediyor yoksa göz mü boyuyor?
yazı:gay'm magazine

 

Ana Sayfa

Hakkımda

İletişim

gaymmagazine@gmail.com